Somebody Something, Same Body Same Thing















31 Ocak 2011 Pazartesi

Eurovision Nedir? Hala İnanan Var Mıdır?

Ben inanıyorum. O organizasyonun güzelliğini de hiçbir yerde bulamadım, bulacağımı da sanmam. Kimisi çok çakma olduğunu iddia ediyor. "Ööö komşular birbirine oy vericek, bu sene de diplomasi kazanıcak, küçükler büyüklere oy vericek" diye kemiriyorlar sağı solu. Evet ben de biliyorum Almanya'dan 12 puan alacağımızı, Yunanistan'a en az 5-6 puan verip bir halt geri alamayacağımızı, her konuda olduğu gibi. Ama tüm bunlara rağmen garip bir çekiciliği var işte. Bunu inkar edecek değilim. Sonuçta her sene aynı ülke kazanmıyor. Tamam her sene güzel şarkı da kazanmıyor ama bunu sürekli SSCB'den kopan ülkelerin birbirlerine oy vermesi olayıyla açıklamak da artık gerçekten çok bayatladı. Bir Almanya'nın da bir Norveç'in de kazanabildiğini gördük.
 
Bu sene de 'Yüksek Sadakat' katılacakmış. Son 5 senedeki başarılı grafiği aşağı çekeceklermiş gibi dursalar da önyargılı olmanın şu an için bir anlamı yok. Daha şarkıyı bile duymamışken böyle aksiyonlara girişmek gereksiz. Ha bir Hadise'nin katılacağı falan zamanı hatırlıyorum da 2 sene önce bu günlerde Hadise'nin kot ve tişört mü yoksa şık bir elbise mi giyeceğini, topukluyla mı babetle mi sahneye çıkacağını tartışıyorduk. Arada sırada haberler de olmasa 'Yüksek Sadakat''i kimsenin hatırlayacağı falan yok. Bu onların çok umrunda mı bilmem. Ellerinden geleni yapacaklarına gayet eminim ama. Hakkını verirler. Diğerlerini görmeli.



Yahu o değil de Eurovision'un tanıtım yüzü kesinlikle ve kesinlikle Sakis Rouvas olmalı. Ben 14 yaşındaydım adam "şekişekişekişeki kessamon ayyamon" diye sahnede boy gösteriyordu. İnatla katılma ısrarı da devam ediyor. Seviyor, kopamıyor, durduramıyoruz efenim bu sevgisini. Tamam işi kıvırabiliyor güzel dans falan ediyor dansçılar vesaire güzel görsellik her şey olumlu da ne bileyim, insanlar sıkılır yahu. Biz her sene Kenan Doğulu'yla katılmış olsak birileri eminim linç girişiminde bulunurdu.

Bir de tabi ki Malta'nın gururu, Malta'nın her şeyi, Malta'yı Malta yapan kadın: Chiara. 3 kere katılmış, sırasıyla 3., 2, ve 22.likleri var. Yine yeniden Chiara tercihinde bulunabilir Malta. Bu sonuç sürpriz olmamalı kimseye. Ona da tabi. Hep de sağolsun slow şarkılar söyleyerek gençlerimizin slow müzik kültürünü genişletip arşivlerine yeni şarkılar sokuyor tabi(!) ama ona da dur demesi lazım birinin. Her şeyin sınırı var, Eurovision'a katılma hakkı 2'ye indirilsin, yeni yüzler temsil etsin ülkeyi.

Demeye kalmadan aklıma Lena Meyer-Landrut geldi. Almanya'ya "Satellite" şarkısıyla birincilik getirdiği anda Almanlar sınırları zorlayıp ertesi sene bir kez daha onu kullanmaya karar verdiler. Bu taktik işe yarar mı bilemiyoruz ama sevimli, sempatik, tatlı bir insan görmenin çok da bir sakıncası yok.

Sonuç mu? Eurovision güzeldir, candır, tatlıdır, sempatiktir.
Oha bi' dakika. Türkiye'nin oylarını açıklayan Meltem Yazgan. Sakis'e, Chiara'ya falan laf edeceğime ilk lafım ona olmalıydı. Artık sunma lütfen. İngilizce sunmaya da çabalama. Hele hangi ülkeye bağlandıysan onun dilinde bir şeyler anlatmaya çalışma. Seni anlamıyorlar, sana gülmüyorlar, seni görmezden geliyorlar, verdiğin puanları bile sen söylerken değil senin bağlantın bittikten sonra ekranlardan öğreniyor milyonlar. Yapma bunu.
Öperim, görüşürüz.

1 yorum: