Somebody Something, Same Body Same Thing















1 Şubat 2011 Salı

Röportaj Yapılan İnsan Psikolojisi

    Ramazan Bayramı klişelerini herkes bilir. Mısır Çarşısı'nda alt alta üst üste koşuştura koşuştura röportaj yapmaya çalışan muhabirler, kamerada gözükmeye çalışan çocuklar, teyzeler, amcalar, apaçiler. Çığlık çığlığa ürününü tanıtmaya çalışan esnaf. Ya da iftarlık fiyatları. Pastırma ne kadar, sucuk ne kadar (Herkes iftarını pastırma ile sucuk ile açar, açmalıdır) bunlar ilk haber olarak verilir. Ali Kırca'nın sesini duyar gibiyim: "Mısır Çarşısı'nda arkadaşımız Özlem Gülübik, vatandaşın cebini yakan sucuk fiyatlarını araştırmak için olayı yerinden inceliyor".



    Marketler tıklım tıklım, şarküterilerde izdiham var, insanlar torbaları kapmış koştur koştur geziyorlar, adeta yağmalıyorlar bütün dükkanları. Evet, ta ki bir kamera onlara odaklanana kadar. Eli kolu torba dolu. Sihirli sözcükler dökülüverir: "Abi açız ağlıyoruz eve ekmek götüremiyorum, hayat pahalılığı çok fazla, enflasyon %500, maaşım yetmiyor" ya da "Emekliyim, aylığım üç kuruş neye yetiştireceğimi şaşırıyorum". Tamam teyzecim, abicim, haklı olmadığınızı söyleyecek değilim. Ama, daha demin kasapla tokalaştın hayırlı işler diledin 3 kilo pastırma 5 kilo sucuk var torbanda. Ağlanma sebebin ne ki? Neden 20 kilo alamıyoruz diye mi ağlıyorsun? Tutarlı ol yahu.



    Bir de bir fenomen haline gelmiş olan "Mala Bağlayan Teyze" gibi olanlar var. Alabildiğine gergin, saçmalama ivmesi röportajın uzunluğu ile doğru orantılı olarak artıyor. Tamam, hiçbirimiz her daim kameralar karşısında değiliz, ama atlama sen de her kameranın olduğu yere o zaman. Konuşamayacaksan ne işin var hem kendini rezil edersin hem akraba tanıdık eş dost rezil edersin? Mantıksız. Mala bağlayan teyze! "Dedeye yardım edelim zağip çıkalım" demeni unutmayacağım. Bir numarasın.





    "Eyyorlamam bu kadar, haydi hayırlı işler" diyen abiyi ele alalım. "Ne çekiyonuz, bana da yer var mı?" nidalarıyla kameraya yaklaşıp, hiçbir fikri olmayan bir konuyla ilgili yorum yapması bekleniyor. O da yiğitliği elden bırakmıyor tabi. "Bilmediğimiz ortaya çıkmasın rezil olmayalım" mantığıyla yanaşıp daha fena rezil olmak. Kilit nokta bu. Hiçbir fikrin olmayan bir konuda neden saçmalamak istersin ki? Bir konuda uzmansan konuş eyvallah. "Biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus adam sansınlar" demiş eskiler. Cuk diye oturtmuşlar. Haydi uygulayalım.

MGD, öneri için sağolunuz var olunuz.
Öperim, görüşürüz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder