Somebody Something, Same Body Same Thing















6 Şubat 2011 Pazar

Teknik Servis ve Türk İnsanı

    Teknoloji geliştikçe, kullanım zorluğu da, tamir zorluğu da artıyor. 1970 yılında televizyonlar tek kanalken, doğal olarak televizyonun üzerinde de açıp kapama ve ses düğmesi vardı. Şimdi yeri geliyor bir televizyonun 3 kumandası olabiliyor. Bildiğiniz gibi bir kumanda da 3 tuş yok, en az 40 tuştan ibaret 3 kumanda. 120 tuş, hangisi ne işe yarar bunları öğrenmek, öğrenmeye çabalamak ayrıca kurs olarak alınması gereken başlıca bir olay. DVD kumandası, ses sisteminin kumandası, varsa Digiturk kumandası, ve tabi televizyon kumandası. 3 bile değil 4 düşünün artık. Dert resmen. Bir kumandanın bozulduğunu düşünün. Digiturk teknik servisi gerçekten alanında bir numara. Çanak antenin rüzgardan dolayı yamulduğunu, doğal olarak yayın alamadığınızı ve bu tür aksaklıkların fazlalaşmasından dolayı artık yayın almak istemediğinizi söylemek için telefon açıyorsunuz. "Aman X Bey, 3423434 yıllık üyemizsiniz, üyelik fırsatlarımızdan faydalanamayacaksınız, biz size teknik servis yollayalım, 1 ay da bedava izleyin, olur mu? Son bir şans?" diye bağırıyorlar. Ağlayan ağlayana, yas ilan ediyorlar, birbirlerine aktarıyorlar, kimin ikna kabiliyeti yüksekse ona aktarıyorlar, "Buyurun müdürümüze aktarıyorum, buyurun bölge müdürümüze de aktardım" diye bürokrasiyi işletiyorlar adeta. Arada sırada uyanık teknik servis çıkarsa, zaten size yayın vermekle yükümlü olan, sizin yayınını satın aldığınız kurumun, size yayın vermek için eşek yüküyle para verdiğiniz yayının, onların yayın aktarma eksikliğinin ücretini bile sizin ödemenizi isteyebiliyorlar. 20 lira, 30 lira fark etmez, yayın verme mesuliyeti olan, tüm bu kurulumu gerçekleştirmesi gereken kurum, bu ücreti sizden talep edebiliyor. Kavga sebebi! Tekrar kapattırmak istediğinizi belirtmek için aradığınızda ertesi gün randevu saatini sizin belirleyebileceğiniz bir teknik ekip yolluyorlar, ve ücret talep etmiyorlar. Tehditle çalışıyor resmen. Anlamak güç.

    Bilgisayar, Türk insanının tanıştığı en karmaşık cihaz. "Bilgisayarım bozuldu" şeklindeki şikayet telefonlarında şahit olunan garip konuşmalar gerçekten bu cihazdan hiç çakmadığımızı anlatır cinsten. CD-Rom'a kahve kupasını koyup cihazın bozulduğunu belirtenler, fiş takmadan çalıştırmaya çalışanlar, bunun kadar ve bundan daha abuk binlercesi. Teknik servis insanı da, dünyanın en abuk konuşmalarıyla karşılaşması muhtemel yegane insanından biri olduğu için, olabildiğine sabırlı olmalı. Adeta moron ile konuşuyor gibi konuşmalı ve yavaş yavaş anlatmalı. Lakin şöyle bir şey var, işler o kadar çığırından çıkıyor ki, sizin bilgisayar hakkında bir bilginiz varsa bile karşıdaki yardım almak için bağlandığınız eleman bunu algılayamıyor.



-Bilgisayar ve modem açık mı acaba?
*Evet evet hepsi açık benim sorunum modemde internet ışığının yanmaması.
-Son yarım saat içinde modemin adaptörünü çıkarıp taktınız mı?
*Bu 4. arayışım ve sizden önceki 3 kişi adaptörü çıkarıp takmamı söyledi.
-Yani çıkarttınız mı?

Çıkarım yapabilecek durumda değiller, zorlamayın.

-Modeminizin ve bilgisayarınızın başında mısınız?
*Evet
-İkisi de açık mı?

Hayır, öldüler yaslarını tutuyorum. Allah gerçekten onlara sabır versin, nasıl sorularla karşılaşıyorlar da bu tarz abuk soruları sorabilecek kadar basit düşünüyorlar gerçekten bilmiyorum.

    Teknik servis işi, telefondan anlatılabilen bir şey değil. Çok ileri insanlar anlayabilir anca. Çünkü yeri geliyor siz, telefondakinden daha ileride olduğunuzu düşünüyorsunuz. Bir öğrenci, öğretmenden çok şey bildiğini hissettiği anda saygı duymayı bırakır çünkü. Yetkili diye arıyorsam biraz profesyonel konuş be adam. O kadar çok terim kullan ki anlattıklarını anlamayayım, şoka sok. Anlamadığımı, basit bir dille anlatmanı rica ettiğimde seviyeyi düşür, moron değil de düz adam seviyesine düşür en azından. İnsan kendini bir halt biliyor sansın. Teknik servis elemanı! Akıllı, ayık, düzgün ol lütfen. Kibarlık kisvesi altında angut muamelesi yapma, yakışmıyor.

Öperim, görüşürüz.

1 yorum: